1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Alevi yerleşkelerine cami, cami uymaz ise mescit

Alevi yerleşkelerine cami, cami uymaz ise mescit

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ALİ AĞDOĞAN

Bilindiği üzere Alevilik, Anadolu topraklarının en kadim doğal inancıdır.
Kökleri; tek tanrılı/monoteist (başlangıcı yaklaşık MÖ 2000 İbrahim kültü) inanç sisteminden ve çok tanrılı/politeist (MÖ 10.000 tarım devrimi) inanç sistemlerinden de geriye giden, insanlığın en eski yaşayan doğal inançlarındandır.
İnsanlığın yaşam ve gelişim seyri bazı inançları yaygınlaştırmış, bazılarını sönümlendirmiştir.
Alevilik ise inançların ve dinlerin ser çeşmesi olarak akışını sürdürmektedir. Bu ser çeşmeden ayrılanların bir kısmı kurumuş (Zerdüştlük, Maniheizm), bir kısmı kurumaya yüz tutmuştur (Musevilik, Hristiyanlık, Müslümanlık), bir kısmı ise yeni Alevi sürekleri arayışındadır.

DEVLETLERİN VAR OLMA SAVAŞINDA DİN

Devlet; doğaya ve insan toplumsallığına karşı, erk olma güdüsüyle birikmiş sermayenin hiyerarşik yapılanmasıdır.
İlk olarak MÖ 4500 yıllarında Aşağı Mezopotamya’da Fırat ve Dicle, Çin’de Sarı Nehir ve Mısır’da Nil nehrinin suladığı alüvyonlu topraklarda, tahıl üretiminin gasp edilmesi ile ortaya çıkmıştır.
Bugünkü dünyada hegemonik güç birikimi Aşağı Mezopotamya’da ortaya çıkan Ur, Uruk, Kiş, Lagaş gibi şehir devletlerinin ardılları olan AB, ABD, Rusya vb. devlet yapıları olduğu için ve bu devlet yapılarına direnen en önemli topluluklar Yukarı Mezopotamya’daki doğal topluluklar ve bunların inancı olan Alevilik olduğu için yazının devamı bu çerçevede olacaktır.
Alevilik; bugün Kafkaslar’dan Kürdistan’a, Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Trakya’dan Fransa’ya kadar toplumların direniş geleneği olmuştur.
Arnavutluk’ta Ortodoks Yunan devlet gericiliğine, Lazkiye, Tartus, Hama gibi Akdeniz sahillerinde Müslüman cihatçı yobazlığa, Türkiye’de Türkçü-Sünni imha ve inkâr politikalarına, İran’da Şia ve Şii gericiliğe maruz kalmaktadır.

SÜNNİ TÜRK AKLININ ASİMİLASYON POLİTİKALARI

Türkiye Devleti, 1. Dünya Paylaşım Savaşı sürerken ortaya çıkan ve dünyanın yarısına yakınına hâkim olan sosyalizm ideolojisinin var olduğu bir dönemde, kapitalist ulus devlet fikriyatı ile ortaya çıkmıştır.
Çıkış öncesi ve sonrasında Türk ve Müslüman olmayan tüm halkları sorun görmüş; imha, inkâr ve asimilasyona tabi tutmuştur. Anadolu’da Ermeni, Rum, Pontus, Çerkez, Kürt etnisitesini; Hristiyan, Süryani, Alevi vb. inançları yok etmek Türk devletinin temel politikası idi. Bu politikalarda büyük ölçüde başarılı olmuştur.
12 Mart 1995 Gazi Katliamı’na karşı gösterilen tepkiden sonra imha ve inkâr uygulamaları esnetilmiş, yerini inceltilmiş ve yoğunlaştırılmış asimilasyon uygulamalarına bırakmıştır.
Alevi yerleşkelerine Sünni inanç yapıtları olan mescit, cami ve camilere benzeyen cemevleri inşa edilerek Aleviliğin kökleri olan doğa, toplum, rızalık gibi değerlerden kopuş amaçlanmıştır.
Alevi ulu ozanların isimleri bile gerici, dinci, Sünni veya Şii tarikatlara bağlı vakıflara verilerek Aleviliği muğlak, bulanık hale getirmek amaçlanmaktadır.

MUNZUR BABA’YA MESCİT

Şimdilerde ise Alevi inanç yerlerine mescit yapılmaktadır. Alevi süreklerinden olan Re haq/Hak yol Alevi inançsallığının en önemli doğal merkezlerinden biri olan Dersim’in Ovacık ilçesi, Ziyaret Köyü sınırları içerisindeki Munzur Baba’ya mescit yapmışlardır.
Gerekçe olarak da Sünni vatandaşlardan yoğun talep geldiği, temel hak ve hürriyetlerden olan din ve vicdan özgürlüğüne dem vuruluyor. “Hristiyanlar gelse kilise, Museviler gelse sinagog, Budistler gelse mabet yapacağız” diyen bir akılla…
Türkiye’de en çok hak ihlalinin yaşandığı alan: Alevi inanç özgürlüğü alanıdır.

1. Alevi inancımız tanınmamakta; Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Başkanlığı’na indirgenmiştir. (Müslümanlık, Kültür Bakanlığı’na bağlı Muhammedi Osmaniye Başkanlığı’na indirgenebilir mi?)

2. Müslümanların en önemli tarihi yerlerinden biri olan Edirne’deki Selimiye Camii en çok Hristiyan ziyaretçileri ağırlamaktadır. İçerisine kilise yapılması doğru olabilir mi? Her inanç kendi köklerinin olduğu mekânda anlamlı, değerli ve devamlılığını sağlar.

3. Eşit vatandaşlık ve anayasal güvenceye hâlen Aleviler kavuşamamıştır. 1921 Koçgiri, 1937-38 Dersim, Sivas, Maraş, Malatya, Çorum, Madımak vb. Alevi katliamları bugün Lazkiye, Tartus, Hama’da devam etmektedir. BM raporuna göre Mart 2025’te Türkiye’nin desteklediği Hamza, Süleyman Şah vb. cihatçı tugaylar en az 1.750 Aleviyi katletmiştir. 1 ay önce Süveyda’da Dürzilere aynısını yapmışlardır.

4. Maddiyat Üzerinden Düşkün Yaratma
Kapitalizm, politik ve bütünsel görünümü olan ulus devletler hızla otokratik, despotik ve faşizan özelliklere bürünmektedir. Özel mülkiyeti kutsayıp, her şeyi kâr amacı güden bu sistem çöküyor. Çökerken de doğayı, toplumu ve tüm canlıları yok ediş noktasına sürüklemekte.
Ekonomik durum hızla toplumu yoksullaştırıp, zaruri ihtiyaçlarını bile karşılamasını imkânsız kılarken, toplumsal mücadele dinamiklerinin ve umutsuzluk hali bireyselliğe itmekte ve maddi beklenti toplumu çürütmektedir.

Çıkış yoluna katkıyı doğa, toplum, ekonomi sıralaması ile Alevi inançsallığı sunabilmektedir:

  • Öncelik doğadır: Doğaya saygılı ekolojik bir yaşam.

  • Sonrası toplum: Doğadaki tüm canlılara saygı ve hak gözetme.

  • Ekonomi: Sınırlı kaynakların tüm canlılarla rızalık esasına göre dağılımı.

deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 casino siteleri/div>