Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ile Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM), idam edilişlerinin 86. yılında Seyit Rıza ve arkadaşlarını İstanbul Kadıköy’de basın açıklaması ile andı.
Anmaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF), Alevi Kültür Dernekleri(AKD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’ndan (HBVAKV) İbrahim Karakaya, Zeynel Şahin, Zeynal Odabaş, Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, Demokratik Alevi Dernekleri(DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(HEDEP) Milletvekili Keziban konukçu, Munzur Çevre Derneği, Karakoçan Dernekler Federasyonu (KARDEF), KAYY-DER Kültür Derneği, Dersimli yazarlar platformu, Avrupa Yakası Dersimliler Derneği, Munzur Eğitim ve Sağlık Vakfı, Partizan, Sosyalist Meclisler Federasyonu(SMF) ile çok sayıda kişi katıldı.
Ortak basın açıklamasını Dersim Dernekler Federasyonu(DEDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Bilir okudu.
“BU KATLİAM TESELLİSİ OLMAYAN VE KABUL EDİLEMEZ BİR YARA OLARAK KANIYOR”
Bilir, 1937/38 Dersim Tertelesi’nde, Dersim toplumunun önderlerinin 1935’de TBMM’de çıkarılan ‘Tunceli Kanunu’nun uygulamalarına karşı çıktıkları için tutuklanarak, sonucu önceden belli olan sözde yargılamadan sonra Elazığ Buğday Meydanı’nda asılarak idam edilen Seyit Rıza ve yoldaşları Alîyê Mirzê Silî, Fındık Ağa, Hesen Ağa, Hesenê Îvraîmê Qijî, Resik Uşen ve Uşenê Seydî’ yi unutmadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Yine aynı tarihlerde kurşunlanan, süngülenen, bombalanan, uçurumlardan atılan, yakılan, zehirlenen, idam edilen, mezar hakları bile çiğnenen, sürgün edilen on binlerce mazlum insanımızın acılı hatıralarını yüreğimizin en derinliğinde hissediyoruz. Bu katliam, Dersimlilerin belleğinde, tesellisi olmayan ve kabul edilemez bir yara olarak günümüzde dahi kanamaya devam etmektedir.”
“DEVLET, DERSİM HALKINA KARŞI TARTIŞMASIZ BİR SOYKIRIM UYGULAMIŞTIR”
Dersim halkına karşı soykırım uygulandığına dikkat çeken Bilir, şöyle devam etti:
“Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı konumundaki başta Seyit Rıza olmak üzere, halk önderlerimizi hileyle katledildikten sonra devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı eşine az rastlanılır bir sürgün, kırım, müsadere ve saldırganlıkla, tartışmasız bir soykırım uygulamıştır. Toplumu tektipleştirici devlet iradesi, 1937’den başlayarak Dersim’in farklı kimliğini yok etmeye ve bunu başarabilmek için de yerel önderliklerin imhasına yönelmiştir. 4 Mayıs Hükümet kararıyla Dersimde köy boşaltmaları ve sürgünler başlatılmış, direnenler yakılıp bombalanmış, çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak subay olmak üzere Türk ve Sünni ailelere kültürel kıyım için evlatlık verilmişlerdir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırımsız kurşuna dizilmiş veya uçurumlardan atılmışlardır. Bu uygulamalarla sadece Dersim’e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlenmiştir. Bugün başta bizlere ve bütün demokratik kamuoyuna; insanlığa karşı işlenmiş bu suçun teşhir edilmesi ve bütün insanlık huzurunda lanetlenmesini sağlamak sorumluluğu düşmektedir.”
“DERSİM’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN SOYKIRIMIN BAŞLICA SORUMLUSU IRKÇI İDEOLOJİDİR”
Dersim’de gerçekleştirilen soykırımın başlıca sorumlusunun farklı olma hakkını düşman olarak kodlayıp yok eden ırkçı ideoloji olduğunu söyleyen Ali Rıza Bilir, “Onun günümüzdeki devamı ise, aynı uygulamayı 86 yıl sonra bile sürdüren mevcut siyasal iktidardır. Bugünkü iktidar o günlerden aldığı mirası, baraj ve HES’ler, madenler, köy boşaltmaları, arazi tahsisi ve inanç yerlerinin tahribatı ile devam ettirmektedir” dedi.
1937/1938 tarihlerinin Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihi olduğunu vurgulayan Bilir, şunları kaydetti:
“15 Kasım 1937 tarihinde Dersim’in önde gelenleri, seyitleri idam edildi. İdam edilenlerin mezar yerleri belli değil. Dersim 86 yıldır, yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve tabii atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor. Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz.”
TALEPLER SIRALANDI
Dersim kurumları, her inanç ve ulustan halkları Dersim halkı ile birlikte ortak mücadeleye çağırdıklarını söyleyerek taleplerini ise şöyle sıraladı:
“-Arşivler Açılsın, “Dersim” ismi iade edilsin.
-Dersim halkından özür dilensin.
-Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.
-Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.
-Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.
-Munzur’daki Baraj projeleri iptal edilsin.
-Eşit yurttaşlık hakkımız tanınsın.”
Açıklamaların ardından ağıtlar okundu, lokmalar pay edildi.